Akademisyen Prof. Dr. Özgür Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesajda, faiz artırımına ilişkin önemli bir konuya değindi.
Demirtaş, “Türkiye’nin Arjantin örneğini iyi incelemesi lazım. Arjantin sürekli faiz artırmasına rağmen enflasyonu kontrol edemedi” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, şöyle devam etti: “Bunun nedeni faiz arttırımının yanında yapması gereken diğer yapısal reformları yapmaması. Faiz arttırımı geçmişte yapılan hataların bir bedelidir. Acı verir. Bu acıyı çekmemize değmesi için diğer yapısal reformların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekir.”
Sosyal medyada ekonomi paylaşımlarıyla tanınan 507 ise Türkiye’nin Arjantin gibi olmadığını ve olmayacağını belirterek, şunları kaydetti: “Hiçbir şeyden haberdar olmadığınız bir güne uyandınız. Sadece finansal verileri görebiliyorsunuz. Son 1 yılda enflasyon %32 civarında dolanmış. Bankacı arayıp size “sadece bugün için %20 ödeyeceğiz” diyor (yıllık değil, 1 günlük; dönemsel). Hemen para yatırır mısınız? Yoksa bir gariplik var mı dersiniz? Böyle bir faizin enflasyonla alakası olabilir mi?
Düzenli bir para sisteminde, enflasyon civarında faiz kazanmak ile Güvenin sıfırlandığı bir ortamda faiz ne olursa olsun sistemden kaçan parayı… kıyaslarken özenli olmak gerek.
Verdiğim örnek 19-22 Şubat 2001 krizinde bizde oldu. Dolar kuru 684 binde sabitken serbest bırakıldı ve aynı gün 1,2 milyonu gördü. Gecelik rekor %7500 faizle repo yapanlar bile kurdaki getiriyi o hafta yakalayamadı. Bankalar hortumlandı, açık pozisyon taşıyanlar battı.
Bu bilindik tarihçeyi anlatma sebebim; “yahu Arjantin’de %100 enflasyon var, faiz ise %105… pozitif reel faiz de var, enflasyon neden düşmüyor acaba?” şeklinde bir melankolik sezgi oluşmasından.
Adı geçen ülkede sisteme güven SIFIR. Sermaye kontrolleri halkın alım gücünü korumasına engel. Maaşlar ödendiği gün mevduat yapılmıyor, hemen karaborsada dolarlaşıyor. Emlak alımları bile 100 dolarlık banknotlarla yapılıyor. Ülkede ucuz dövize ulaşabilenler zengin olurken, sabit gelirliler sürekli gol yiyor. Çeşit çeşit dolar kuru var. ABD’den sonra dolar banknotların en çok bulunduğu ülke burası.
Devlet memur maaşlarını sürekli para basarak ödüyor; para arzı katlanarak giderken “faiz 90 mı olmuş 97 mi olmuş” tamamen anlamsızlaşıyor. Ülkedeki mevduatın 10 katı tutar komşu ülkelere kaçırılmış durumda. Devlet “parayı 1 dolara endeksleme” dahil her yolu denemiş, nice sözler vermiş… sonra da hepsini batırıp iflas etmiş ve fakirliği kalıcı şekilde artırmış.
Şimdi bile, politikacıların bir kararı veya sözüyle karaborsa kur aynı gün %10-20 gidebiliyor. Bu ülkede faiz kaç olmuş, önemi var mı? Yatırım ve tasarruf kararları o faize göre mi alınıyordur, dolar kuruna göre mi? (Biz böyle değiliz. Yakında da olmayız)” (HABER MERKEZİ)